KOAH Hastalarında Yemek Sonrası Nefes Darlığı

KOAH hastalığı geri dönüşümlü bir hastalık niteliği taşımadığı için kesin bir tedavi yöntemi bulunmuyor; uygulanan tedavilerin de yaşam tarzı önerilerinin de temel amacı hastaların yaşam kalitesinin artırılması ve hastalığın ilerlemesinin önlenmesi. KOAH hastalarının hareketliliklerini, gün içerisinde dışarı çıktıkları zaman dilimlerini ve hatta öğünlerinde tükettikleri yemek miktarını ideal şekilde ayarlamaları gerekiyor. Bu yazımda KOAH hastalarında yemek sonrası nefes darlığı ve yaşanan şikâyetlerin azaltılması için öneriler hakkında bilgi bulabilirsiniz.

KOAH Hastalarında Yemek Sonrası Nefes Darlığı Yaygındır

Özellikle çok miktarda yiyecek tüketilen öğünlerden sonra KOAH hastalarında nefes darlığı sıklıkla görülen bir şikâyettir. Tüketilen yiyeceklerin sindirilmesi için daha fazla enerji harcanması gerekir ve diyafram kası üzerindeki baskı artabilir. Fazla miktarda yiyeceğin sindirimi daha uzun sürdüğünden, nefes darlığının yorgunluk hissiyle birleşmesi mümkündür. Öksürük, hırıltılı solunum ve mukus üretimi gibi şikâyetlerle karşılaşılabilir.

KOAH’lı hastaların bu şikâyetleri yaşama riski sağlıklı akciğerlere sahip olan bireylere oranla daha fazladır. Mide dolup genişlediğinde diyaframa baskı yapacağından akciğerlerin alanı daha da daralır ve sonuç nefes darlığı olur. Tüm bu nedenlerle KOAH hastalarının beslenme süreçlerinde belirli kurallar dahilinde hareket etmeleri önerilir.

Kabızlık ve barsaklarda aşırı gaz birikimi de karın içi basınç artışına ve diyaframa baskıya sebep olacağından nefes darlığında artışa sebep olabilir . Kabızlık nedeniyle tuvalete çıkmakta zorlanan hastalarda tuvalette ıkınma hareketine bağlı karın içi basınç artışı nedeniyle ani nefes darlığı atakları gelişebilir.

Yemek Sonrası Nefes Darlığını Azaltmak İçin Neler Yapılabilir?

KOAH hastalarının yemek sonrası nefes darlığı oluşumunu azaltmak için temel gereklilik tek öğünde çok fazla yemek tüketilmemesidir. Gün içerisinde öğün miktarı artırılabilir ve her öğünde az az beslenme gerekli olabilir. Tüketilen besinlerdeki tuz oranı azaltılmalıdır. Tuz, vücudun sıvı tutmasına ve şişlik hissedilmesine neden olabilir.

KOAH hastalarının basit karbonhidratlardan kaçınmaları gerekir. Basit karbonhidratlar tüketildiğinde kandaki karbondioksit miktarını artırarak şişkinlik hissine neden olabilir. Tüm bunlara ek olarak alınması gereken tedbirleri şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Yemek yerken yorulan hastaların enerji toplamaları için öğünlerden önce şekerleme yapmaları önerilir, böylece yemek sırasında ihtiyaç duyulan enerji elde edilir. Yemek yedikten sonra yorgunluk hissedilirse en az 30 dakika boyunca uzanılması önerilmez, bu tercih sindirim sürecini zorlaştırabilir.
  • Yemek yerken dik oturulmalı ve ayaklar yerde konumlanmalıdır, böylece akciğerlerin daha rahat genişlemesi sağlanabilir.
  • Gaz yapma ihtimali olan çiğ sebzelerin tüketiminden kaçınılmalıdır.
  • Çok fazla çiğnenmesi gerekmeyen yiyecekler tercih edilebilir.
  • Yiyecekler yavaş yenilmelidir.
  • Günde en az 6-8 bardak su içilmelidir.
  • Protein ağırlıklı beslenmeye özen gösterilmelidir. Solunum kaslarının güçlendirilmesi ve enfeksiyon oluşumunun engellenmesi için gün içerisinde mümkünse en az iki öğüne protein içeren besinler eklenmelidir. Yumurta, yağsız et, balık, kümes hayvanları ve bitkisel protein içeren fındık gibi kuruyemişler tercih edilebilir. Baklagiller önerilen gıdalar arasında bulunsa da gaz yapma ihtimallerinin göz önünde bulundurulması önemlidir.

KOAH hastalarında ideal kilo dengesinin korunması gerekir. Fazla kilosu olanlarda kalp ve akciğerler daha çok çalışır. Aşırı zayıflık da fazla kilo gibi sağlığı tehlikeye atabilir. Çok zayıf KOAH hastalarının vücudu enfeksiyonlarla savaşacak güce sahip olmayabilir.

No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.