
22 May Kronik Akciğer Hastalarında Yorgunluk
Kronik akciğer hastalıkları bireylerin sağlığını tehdit ederken aynı zamanda yaşam kalitesini düşüren çeşitli şikâyetlere yol açabilirler. Bu şikâyetlerden biri de yorgunluktur. “Yorgunluk” kavramı KOAH gibi kronik akciğer hastalığına sahip olanlar için hem çok aşinadır hem de hissettiklerini tanımlamak için yetersiz. Yorgunluk öyle bir hal alabilir ki hastalar günlük olarak yerine getirmeleri gereken aktiviteleri yapacak enerjiyi toplayamayabilir ve yaptıkları tercihleri yakın çevrelerine dahi anlatmakta zorluk çekebilir. Hissedilen yorgunluğun yol açtığı etkilerin kronik akciğer hastalıkları olmayan kişilere doğru aktarılması da kolay olmaz ve “herkes yorgun” yanıtı ile karşılaşılabilir. Fakat bilinmesi gereken bu hasta grubunun yüzleştiği yorgunluğun şiddetinin alışılagelen yorgunluktan çok daha fazla olduğudur. Bu yazımda akciğer hastalıkları yaşayan hastaların yaşadıkları yorgunluk hakkında bilgi bulabilirsiniz.
Yorgunluk Neden Bu Kadar Tehlikeli?
Yorgunluk en basit şekilde enerji azlığı ve halsizlik olarak tanımlanabilir. Bu tanıma rağmen yorgunluğun salt yorgun hissetme kavramına indirgenmesi doğru olmayacaktır. Kronik akciğer hastalıkları olan bireylerin yaşadığı yorgunluk günlük işlerini yapamamalarına, uyuşukluk hissetmelerine, halsizliğe, ağırlığa ve yeterince uyunsa dahi enerjinin toplanamamasına işaret eder. Uzun süreli ve şiddetli olabilen yorgunluk bu hasta grubunda yaygın şekilde gözlemlenir. Peki bu durumun kaynağı nedir?
KOAH gibi kronik akciğer hastalığı olanların vücudu temel bedensel işlevlerini gerçekleştirmek ve solunum gibi temel fonksiyonları yerine getirmek için sağlıklı bireylere oranla daha çok çalışmak zorunda kalır. Bu durum da metabolik olarak yıkımın artmasına ve kas kaybına sebep olur. KOAH bağlantılı yorgunluk oksijen azlığı, kas kaybı, azalan kas gücü, azalan dayanıklılık, kalp yetmezliği veya depresyon gibi komorbiditelerden kaynaklanabilir.
KOAH hastalarının en yaygın şekilde yaşadığı ikinci semptom olma niteliği taşıyan yorgunluğun teşhisinin yetersiz olabilmesi ve net bir tedavi sürecinin başlatılamaması orta ve uzun vadede fiziksel ve psikolojik sağlık için sorun teşkil edebilir. Nitekim yorgunluk nedeniyle günlük hayattaki rutin işlerin yapılamaması, sosyalleşebilecek aktivitelerin yerine getirilememesi KOAH hastalarının yetersiz ve mutsuz hissetmesini tetikleyebilir. Kronik yorgunluğun yaratabildiği etkiler o denli yoğun olabilir ki çoğu zaman depresyon ile karıştırılabilir.
Kronik Yorgunluk Yönetilebilir mi?
Kronik akciğer hastalıkları ile birlikte görülen kronik yorgunluğun yönetilmesi çok kolay değildir. Bu yorgunluk dinlenince, uyuyunca ya da enerji yükselten aktiviteler yapıldığında geçmez. Yine de doğru adımlarla akciğer hastalıklarına bağlı yorgunluğun etkilerinin azaltılması mümkündür.
- Fiziksel kapasite zaman içerisinde artırılmalıdır. Bunun için düzenli egzersizlerin yapılması önemlidir. Düzenli egzersiz sayesinde hastaların dayanıklılığı ve gücü artabilir, yorgunluk kontrol altına alınabilir. Tüm bunlara ek olarak egzersiz hastalıkların semptomlarının ilerlemesini yavaşlatmaya yardımcı olabilir.
- Yorgunluk nedeniyle yaşam kalitesi azalan kronik akciğer hastaları, pulmoner rehabilitasyon ile yaşamlarını daha iyi bir hale getirebilirler. Yeni davranışlar benimseyebilir, nefes egzersizleri yapabilir ve akciğer fonksiyonlarını iyileştirirken yorgunluğun etkilerini azaltabilirler.
- Kas kaybı nedeniyle olan yorgunluğu düzeltmek için de hastaların proteinden zengin, karbonhidrattan fakir diyet ile beslenmeleri, gerekirse protein ağırlıklı beslenme ürünleri kullanması önerilir.
Yorgunluğun ve yol açtığı etkilerin hastanın çevresince anlayışla karşılanması oldukça önemlidir. Kronik hastalıkların bireylerde fiziksel ve mental olarak baş etmesi zor sorunlar olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Zorlu süreçlerde yakınların desteği hastaların motivasyonlarını artırmak adına her zamankinden önemli hale gelecektir.
Sorry, the comment form is closed at this time.