Duygular Alerjik Astımı Tetikler mi?

Duygularımız yalnızca kendimizi nasıl hissettiğimizi etkilemiyor olabilir! Bazı durumlarda fiziksel sağlığımızın ardında da hislerimiz yatabilir. Özellikle alerjik astım hastalığı olan kişilerin deneyimlediği bu gerçek, yaşanan semptomlar üzerinde belirleyici öneme sahiptir.

Alerjik astım semptomlarının ortaya çıkmasına neden olan temel faktör alerjenler olsa da alerjik astım hastalarının kendilerini stresli, depresif veya endişeli hissetmeleri neticesinde astım semptomlarında şiddetlenme veya ani astım atakları ile karşılaşılabilir. Bu nedenle duyguların alerjik astım üzerindeki etkilerinin bilinmesi hayat kalitesini artırmak adına önemli bir değişken haline gelecektir. Bu yazımda öncelikle alerjik astım ile ilgili kısa bir bilgi aktarmak, daha sonra da duyguların alerjik astım hastalarına olan etkisinden bahsetmek istiyorum.

Alerjik Astım Nedir?

Hava yollarının daralması, bronş duvarında ödem ve şişme ile karakterize astım; akciğerleri etkileyen, tam anlamıyla tedavi edilemese de yol açtığı şikayetlerin doğru tedavi planlarıyla yönetilebildiği kronik bir hastalıktır. Genellikle çocukluk çağında başlasa da yetişkinlik döneminde de ortaya çıkabilen astım vakalarının %90’ı gibi büyük bir oranında alerjik astım görülür. Alerjik astım; hava yollarının farklı alerjenlerin solunması sonucu şişmesi ve daralmasıdır.

Alerjik astım toz akarları, polen, evcil hayvanların ölü derileri, küf mantarları gibi farklı alerjenlere gösterilen tepki nedeniyle oluşur. Alerjik astım ve duygular arasındaki bağlantı da az önce ifade ettiğim gibi semptomların şiddeti ve ani astım atakları ile ilişkilendirilir.

Alerjik Astım, Depresyon ve Anksiyete İlişkisi

Amerika Alerji ve Astım Vakfı’na göre depresyon ve anksiyete dahil olmak üzere birçok güçlü duygu astım hastalarını etkileyebiliyor. Bu duygular semptomları şiddetlendirmelerinin yanı sıra tedavi sürecinde, yani astımın kontrol edilmesinde olumsuz bir etki yaratabiliyor. Üstelik bu konu biraz da kısır döngüye girebiliyor. Alerjileri olan kişilerde depresyon görülme riskinin arttığı ve astım ile duygudurum bozukluklarının ilintili olduğu yapılan bilimsel araştırmalarla gösteriliyor. Bu nedenle tedavi sürecinin daha kapsamlı olarak planlanması; alerjik astım tedavileri ile psikolojik desteğin eş zamanlı yürütülmesi seçeneğinin değerlendirilmesi gerekiyor.

Alerjik astım ile duyguların ilişkisi söz konusu olduğunda stresin etkisinin de değerlendirilmesi ve göz ardı edilmemesi önemli. Stres doğrudan alerjik astım semptomlarını tetikleyen bir unsur değil ancak diğer yoğun duygular gibi semptomların şiddetini artırabiliyor. Amerikan Stres Enstitüsü stres altındaki hastaların alerjenlerle karşılaştıklarında stres altında olmayan hastalara oranla daha yoğun reaksiyon gösterdiklerini belirtmektedir. Bu söylem 2009 yılında stres altında olan ve olmayan hastalara uygulanan prick testi sonuçları ile de doğrulanmıştır; stres yaşayan hastalarda diğerlerine oranla %200 oranında daha büyük cilt kabartıları gözlemlenmiştir.

Stres, depresyon ve anksiyete gibi olumsuz duygular haricinde öfke, korku, heyecan, ağlama ve kahkaha atma gibi solunum değişikliğine yol açabilen hislerin de alerjik astım hastalarının daha yoğun belirtilerle karşılaşmasına neden olabileceği kabul edilmektedir.

No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.