
15 May Astım Hakkında 5 Yaygın Mit
Dünya genelinde milyonlarca kişide görülen astım, tedavisi kişiye özel planlanması gereken ve semptomları hafifletilebilen kronik bir akciğer hastalığıdır. Astım sık görülen bir rahatsızlık olduğu için hakkında birçok mit de türemiştir. Bu yazımda astım mitlerini ve bu mitlerin arkasındaki gerçekleri bulabilirsiniz. Keyifli okumalar dilerim.
1. Mit: Astım Tamamen Psikolojik
Gerçek: Astım Solunum Yollarını Etkiler, Psikolojik Değildir
Astım akciğerlerin ve bağışıklık sisteminin havadaki bazı tetikleyicilere karşı aşırı reaksiyon göstermesine neden olur. Astım hastaları hava yollarının daralmasına neden olan enflamasyon neticesinde göğüste sıkışma ve öksürük gibi belirtiler yaşar. Her astım hastası aynı tetikleyicilerden etkilenmez. Kimileri polenlere aşırı duyarlılık gösterebilirken kimileri toza reaksiyon gösterebilir. Neticede astımın psikolojik bir rahatsızlık olduğu görüşü tamamen yanlıştır, bazen stres astımı tetikleyebilse de astım özünde bir enflamasyon hastalığıdır.
2. Mit: Gıda Takviyeleri Astım Semptomlarını Hafifletebilir
Gerçek: Spesifik Besinlerin Astım Tedavisinde Etkili Olduğuna Dair Kanıt Bulunmaz
Astım hastalarının beslenmelerine dikkat etmesi semptomlarının hafifletilmesi ya da atakların önlenmesi adına önemli bir gerekliliktir. Ancak astım için önerilen çeşitli bitkisel ürünlerin veya takviyelerin bu hastalığın semptomlarını hafiflettiğine dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır.
Bazı ön araştırma sonuçları, soya takviyelerinin astımı olan insanların daha kolay nefes almasına yardımcı olabileceğini düşündürse de, Amerikan Tıp Derneği Dergisi’nin Mayıs 2015 sayısında yayınlanan bir çalışma, takviyelerin astım hastalarının akciğer fonksiyonlarını iyileştirmeye yardımcı olmadığı sonucuna varmıştır.
Yine de astım belirtileri her hastada farklı faktörler neticesinde şiddetlenebilir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş astım tedavisinin uygulanması ve bu tedaviye hastaların uyum sağlaması oldukça önemlidir.
3. Mit: Astım İlaçlarının Etkisi Zamanla Azalır
Gerçek: Astım İlaçları Düzenli ve Talimatlara Uygun Kullanıldığında Etkili Sonuçlar Verir
Göğüs hastalıkları uzmanları tarafından önerilen doz ve sıklıkta kullanılan astım ilaçlarının etkisinin zaman içerisinde azalacağı yanlış bir düşüncedir. Eğer hasta kullandığı ilaçların etkisinin azaldığını düşünüyorsa astım hastalığının takibi için doktorlara danışmalıdır. Astım hafif görülüyorsa sadece semptomlar ortaya çıktığında inhaler cihazlarla ilaç kullanılabilir. Ancak astım şiddetli bir seyir izliyorsa astım tedavisinin de kapsamının genişletilmesi gerekir. Kişi etkisinin azaldığı düşüncesiyle ihtiyacından fazla oranda ve sıklıkta ilaçları kullanmamalıdır.
4. Mit: Astımı Olanlar Fiziksel Aktiviteden Kaçınmalıdır
Gerçek: Düzenli Egzersiz Astım Hastalarının Sağlıklı Bir Yaşam Sürmesi Adına Önemlidir
Astım hastalığı olan ancak herhangi bir tedavi görmeyen kişiler için egzersiz yapmak astım semptomlarını ortaya çıkabilir. Ancak kişinin astım hastalığı kontrol altındaysa, kişi ilaçlarını doğru aralıklarla ve doğru dozlarla alıyorsa sağlığı için kendisine önerilen egzersizleri yapmalıdır. Yine de spor yaparken mümkün olduğunca yüksek tempodan kaçınılmalıdır. Örneğin koşmak yerine yürüyüş tercih edilmelidir. Aynı şekilde kuru ve soğuk havalarda, kirli havalarda ya da hastanın astım tetikleyicilerinin olduğu mevsimlerde dış ortamda spor yapılmaması önerilir. Astım hastalarının sağlıklarını iyileştirmek için aerobik, yüzme (denizde), bisiklet sürme, yürüyüş ve jimnastik gibi egzersizlerin oldukça faydalı olduğu söylenebilir.
5. Mit: Astımdan Kurtulmak Mümkün
Gerçek: Astım Hayat Boyu Devam Eder, Semptomları Kontrol Altına Alınabilir
Astım semptomları zaman içerisinde değişebilir, görülme sıklığı azalabilir veya kaybolabilir. Kişi yaş aldıkça ve içerisinde bulunduğu çevre şartları değiştikçe astım semptomlarının görülmemesi bu hastalıktan tamamen kurtulmanın mümkün olduğu anlamına gelmez. Çocukluk çağında astım sorunu yaşayan bazı kişilerin yetişkinlik döneminde astımdan kurtuldukları ancak çevresel şartların değişmesi veya geçirilen bir hastalık sonucu astımın geri döndüğü bilinmektedir. Astım tanısı bir kere konulduğunda kişi bu hastalıkla yaşamayı öğrenmeli ve tüm hayatını konforunu arttıracak şekilde düzenleyerek tedavi gerekliliklerine uyum sağlamalıdır.
Sorry, the comment form is closed at this time.